TEMA Vakfı Samsat Temsilcisi Fahrettin Çelik, krizlerden etkilenmeden istikrara doğru emin adımlarla yürüyen ülkemizde, kaybedilen, kirletilen, sömürülen toprak ve su varlığımız ile bu istikrarın korunmasının zorlaştığını ifade etti.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 16 Ekim'i Dünya Gıda Günü olarak kabul ettiğini belirten Çelik, enerji ve protein ihtiyacının yarısının karşılandığı buğday krizinin olası olduğunu belirterek, israftan kaçınılması gerektiğini ifade etti.

Yaklaşık 1 milyar insanın halen açlık sınırının altında yaşadığını belirten Çelik, topraklarımızın hızla çoraklaştığını, kendi kendine yeten bir ülke olmaktan uzaklaştığımızı savundu.

Çelik, “Erozyon, ormansızlaşma, aşırı suni gübre kullanımı, yanlış sulama gibi insan kaynaklı faaliyetlerle topraklarımız verim gücünü kaybederek çoraklaşmaktadır. Yaşamın sürdürülebilmesinin belirleyici temel koşulu yeterli ve güvenilir gıdaya erişmektir. Gıda Güvenliğini sağlamanın tek koşulu da ‘Toprak ve Su’ varlıklarını korumaktır. DPT tarafından son yıllarda gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, toplumumuzun protein tüketiminin % 55’i ve kalori tüketiminin %52’si tahıl ürünlerinden karşılanmaktadır. Yıllık buğday üretimimiz yaklaşık 20 milyon tondur ve bu üretimin 15 milyon tonu insan gıdası olarak tüketilmektedir. Kısacası toplumumuz büyük ölçüde ekmekle beslenmektedir.” dedi.

Nüfus artışı bu yönde devam eder ve buğday üretiminde verim artışı sağlanamazsa, Türkiye’nin 2020 yılında buğday ithalatını arttırmak zorunda kalabileceğini belirten Çelik, Türkiye’nin tarıma açacağı yeni arazisi de kalmadığına göre, tek çözümün toprak ve su varlığına koruyucu bir anlayışla yaklaşarak buğday üretiminin arttırılması gerektiğini kaydetti.

Dünya Gıda Günü’nde yaşamın sürdürülmesi için tüm yetkililer ile kamuoyunu TEMA’nın çalışmalarını desteklemeye çağırdıklarını belirten Çelik, 16 Ekim Dünya Gıda Gününde bu önemli noktaya dikkat çekilerek topraklarımızın çöl olmaktan kurtarılması gerektiğini sözlerine ekledi.