Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Haberler

HaberlerGÜNCEL HABERLERÇELİK; ÇEVREYE DUYARSIZLIK CİNATETTİR   
ÇELİK; ÇEVREYE DUYARSIZLIK CİNATETTİR

Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Samsat İlçe Sorumlusu Fahrettin Çelik, çevreye karşı duyarsızlık ve doğanın ekolojik dengesini bozmanın cinayet olduğunu söyledi.

 

Orman, çayır, mera ve tarım alanlarının, su ve bitki gen kaynaklarının, doğanın korunması ve erozyonun önlenmesi ile insan kaynaklı iklim değişikliği konularında, belli bir devlet politikasının oluşturulması ve kamuoyunun bilinçlendirilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirten Çelik, TEMA Vakfı'nın ana faaliyetinin alanı toprak  olduğunu, çünkü toprağın yaşam için vazgeçilmez olduğunu ifade etti.

 

Çelik, ''Ülkemiz yılda 743 milyon ton toprağını erozyonla kaybediyor. Oysa yaşam üreten bir cm toprağın oluşması binlerce yıl sürüyor. Toprak kaybetmeyi göze alamayacağımız kadar kıymetli bir varlık. Bize aşımızı, işimizi, sanayimize hammaddeyi toprak sağlıyor. Eğer toprağımızı kaybedersek hayatımızı da kaybederiz. İşte bütün bu nedenlerden dolayı TEMA, varoluş nedeni olarak kendine toprağa sahip çıkmayı belirlemiştir'' dedi.

 

 

 

          İki toprak sevdalısı, Toprak Dede Hayrettin Karaca ve Yaprak Dede A. Nihat Gökyiğit'in 1992 yılında TEMA Vakfı’nı kurduklarını, Anadolu’da yaşanmakta olan erozyon ve çölleşme tehlikesine kamuoyunun dikkatini çekmeyi amaçladıklarını kaydeden Çelik, ''Türkiye Çöl Olmasın” sloganı ile yola çıkan bu güzel insan, bu mücadelenin devlet politikası haline gelmesine katkı sağlamayı hedeflediklerini ve bunun kısa sürede yankı bulduğunu belirtti.

 

          Tema Vakfı Samsat Temsilcisi Çelik, sürdürülebilir yaşam ilkesiyle başta topraklarımız olmak üzere doğal varlıkların korunması için, bilim temelli çalışan, topraktan gelen toplumsal barışa inanan, halkla bütünleşen, ülkenin ve dünyanın geleceğinde söz sahibi olan, gönüllü, bilinçli, öncü, uluslararası ve muteber bir Sivil Toplum Kuruluşu olan TEMA'nın amaçlarını şu şekilde sıraladı;

 

- Ülke topraklarımızı tehdit eden erozyon ve çölleşme tehlikesine dikkat çekmek ve bu mücadelenin bir devlet politikası haline gelmesine katkı sağlamak,

 

- Toprakla birlikte dünya üzerindeki ekosistemi oluşturan su, orman, biyolojik çeşitlilik gibi tüm doğal varlıkların korunması ve insan kaynaklı iklim değişikliğine dair politikaların ve toplumsal bilincin oluşturulması için çalışmak,

 

- Kendiliğinden yetişen doğal ormanları korumak, ağaçlandırma çalışmaları yaparak topluma ağaç sevgisi aşılamak,

 

- Tarım alanları, çayır ve meraları korumak, geliştirmek, amacı dışında kullanılmasını önlemek,

- Doğal varlıkların korunması ve doğru şekilde yönetilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasına öncülük etmek, destek vermek.

 

          Öncelikle ulusumuza, onun temsilcilerine, siyasal partilere ve hükümetlere, resmi ve özel kuruluşlara, eğitim kurumlarına, basın yayın organlarına, toprak erozyonunun nedenlerini, vahim sonuçlarını ve ülkemizin çöl olma tehlikesini anlatmayı hedeflediklerini belirten Çelik, ''TEMA bu hedef doğrultusunda, siyasi güçleri, doğal varlıkların yok edilmesi ve erozyon sorununa çare bulmadan iktidar olamayacaklarına inandırma çabasındadır. Bu nedenle başta erozyon sorunu olmak üzere çevre sorunlarına karşı duyarlı, bilinçli ve etkin bir kamuoyu oluşturmaya çalışılmaktadır. TEMA Vakfı, son zamanlarda su kaynaklarımızın gittikçe azaldığını düşünmekte ve bu konuda da çalışmalar yürütmektedir. Su bir kaynak değil, bir doğal varlıktır. Su ticari bir meta olarak düşünülemez. Yeterli miktar ve kalitede suya erişim bir insan hakkıdır. Bunun yanı sıra su sadece insanların değil, tüm Doğa Ana’nın hakkıdır. Suyu yaşamın kaynağı olarak görüyor ve 'yaşamı savunmak' ilkemiz çerçevesinde sularımızı bir kanuna kavuşturmak istiyoruz'' şeklinde konuştu.

 

          Son zamanlarda sıkça konuşulan kuraklık, çölleşme, iklim değişiklikleri gibi konuların TEMA'nın haklılığını teyit ettiğini söyleyen Çelik, toplumda ağaç dikmenin, çevreye duyarlılığın, su ve toprağın korunmasının sembolik yapıldığını belirterek bunun bir gereklilik olduğunun farkına varılmasını istedi.

 

          Çelik, ''Mesela Samsat ilçemizde kabri bulunan Sahabe Safvan bin Muattal mevkiinde onlarca kurum ve kuruluş ağaçlandırma çalışması yaptılar. Bir miktar ağaç diktiler, tabelalarını koydular, görüntüler alıp basına demeçler verdiler ama oradan ayrıldıktan sonra bir geriye dönüp bakmadılar. Bu alan tabela mezarlığına döndü. Orman Müdürlüğü'nün daha önce diktiği ağaçlardan bir orman meydana geldi. İş Bankası ile TEMA'nın ortaklaşa yürüttükler '81 İlde 81 Orman' projesi kapsamında dikilen ağaçların hepsi kurtuldu, iki metre boyuna ulaştılar. Çünkü bu ağaçların bakım, sulama, tamamlama ve korumaları ciddiyetle takip edildi. Bu anlamda Orman Müdürlüğü, İş Bankası ve TEMA'yı tebrik etmek gerekir. İçinde bulunduğumuz ve yaşadığımız ortamı çevre olarak isimlendiriyoruz. Çevre en basit anlamıyla canlı ve cansız varlıkların beraber bulundukları ortamdır. Toprak, su, hava gibi ana unsurları olan çevrede bitkiler, hayvanlar, diğer canlılar yaşamlarını sürdürmektedirler. O halde çevreyi katletmek canlıları katletmek anlamına gelir. Canlıları öldürmek ise cinayettir'' diye konuştu.

 

          Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 'in her konuda olduğu gibi çevreyi koruma, temiz tutma hususunda da ümmetine hep örnek olduğunu belirten Çelik, Efendimizin ağaç dikmeye teşvik eden; "Kıyamet kopmaya yakınken elinizde bir ağaç fidanı var ve onu dikmeye vakit bulabilirseniz onu dikin" hadisini hatırlatarak, çevreye duyarlılığın ve ağaç dikmenin bir ibadet olduğunu da söyledi.

 

          Başka bir hadisi şerifte ise "Her kim boş, kuru ve çorak bir araziyi ihya ederse bu amelinden dolayı Allah tarafından mükâfatlandırılır. Herhangi bir canlı ondan faydalandıkça orayı ihya edene sadaka yazılır. Müslümanlardan bir kimse bir ağaç dikerse o ağaçtan yenen mahsul mutlaka onun için sadakadır. Yine o ağaçtan çalınan meyve de onun için sadakadır. Vahşi hayvanların yediği de sadakadır. Kuşların yediği de sadakadır. Herkesin ondan yiyip eksilttiği mahsul de onu dikene ait bir sadakadır" buyrulduğunu söyleyen TEMA Vakfı Samsat Temsilcisi Fahrettin Çelik, çevre bilinci ve duyarlılığının, insani, vicdani ve sosyal bir sorumluluk olduğu kadar bir ibadet olduğunu da sözlerine ekledi.

 

 

 

 




Gönderen Editör, Salı, 19 Nisan 2016 11:18, Yorumlar(0)
Yorumlar


MKPNews ©2003-2008 mkportal.it
 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri